Hüzünün içinden çıkan bir komediyi buluyorsunuz filmde. Komedi kısmı o kadar doğal duruyor ki film içerisinde; normalde komik gelmeyen bazı sahneler dahi çok büyük kahkahalar attırıyor insana. Bir filme bu denli gülmeyeli baya baya bir zaman oluşu da içimdeki o birikmişliği dışarı vurdu elbette. Filmdeki güzel göndermeler, ilginç detaylar ve çok güzel diyaloglar güzel bir bütün oluşturuyor. Tekerlekçi sahnesindeki adamın Ciguli olduğu öğrenince de bir gülümseme kaplıyor tabi beni.
Filmin en sevdiğim sahnelerinden birisi de; Serkan Keskin'in otogarda kızla konuşurken şampiyon olduk demesi ve kızın "hiç duymadık, Galatasaray geçen sene şampiyon olduğunda baya kutlanmıştı burada" dediği sahne. İlk izlediğim seferde baya gülsem de bu sahneye, üzerinde düşününce güzel anlamlar buluyorum kendime.
Ali Atay ve Ertan Sabah'ın beraber yazdığı bu film, bir babanın son isteğini ve babasız bir adamın yaşadıklarını yansıtıyor bizlere. Duygunun karşı tarafa geçmesi konusunda son derece başarılı olan bu filme benden 8/10 puan.
"Blood is not lemonade"