Aslında her şey geçen sene başladı. Takım dibe verduktan sonra inanılmaz çıkışı, Oktay Mahmuti faktörü ve taraftarın takıma olan inancı. Banvit serisindeki o inanılmaz atmosfer. Shipp'in son saniye basketindeki inanılmaz heyecan. O günlerden buraları hayal etmek imkansızdı. Hedeimiz de bu değildi tabi. Çünkü burası hayallerimizden de öte bir yer.
Euroleague kuraları çekildiinde takıma bu denli inanan yoktu belkide. Takım, kendine inananları tek tek çekti yanına. En kötü gününde bile yanından ayrılmayacak insanalr var artık. Elemelerde Paok, Asvel ve Rytas derken Euroleague'deydik artık.
Kuralar çekildiğinde herkes bir "acaba" dediyse de, takıma inananlar ve bu gruptan çıkacağını söyleyenler yine çoğunluktaydı. Barcelona, Siena ve Kazan gibi takımları İpekçi'de elimizden kaçırdık. Ama onlar galip gelse de unutamayacakları bir gün yaşatmış olduk. Son saniye basketleri, kapanan farklar, kısılan sesler, terleyen insanlar... İnanmış bakışlar, asla pes etmeyen insanlar...
TOP16'ya kaldığımızda herkes yolun sonu burası demişti bizim için. Tüm basketbol medyası bizim grubumuzda yer alan Efes'i destekliyor, Galatasaray'ın Efes'e yatması gerektiğini kafalarından geçiriyordu. Tarihinin en büyük bütçesiyle büyük bir kadro kuran Efes de ise işler o kadar parlak gitmiyordu. 5. maçlar sonunda 1 galibiyet alan Efes, koç Ufuk Sarıca ile de yolları ayırdı.
Olympiakos maçında ağzından kan gelene kadar bağıran, son ana kadar inanan, maç başında kolu ağrayana kadar bayrak sallayan insanalr vardı. Cska maçında tarihe tanıklık eden insanlar. Teodosic'in moraran gözü, Kirilenko'nun emziği.
Şimdi yeni bir tarih yazma vakti. TOP8 için, o güzel gün için sadece 1 maç kaldı. Yolun açık olsun GALATASARAY. Güzel haberlerinle seni bekliyor olacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder