Daha önce burada yazdığım, sonra yalanladığım Henry Domercant resmen GalatasarayMP'da. Artık iş resmiyete dönüştüğü için içim rahat ve ondan yazıyorum bunu. :)
Ergin Ataman yaptığı açıklamada kendi istediği oyuncuları aldığını söyledi. Bu durumda taraftarın şampiyonluk beklentisi en doğal hakkı. Diğer takımlara da bakarsak çok güzel bir basketbol sezonu bizi bekliyor.
22 Ağustos 2012 Çarşamba
18 Ağustos 2012 Cumartesi
Başlıyoruz
2012-2013 Spor Toto Süper Lig'i başlıyor. Hakedenin kazandığı, tertemiz bir lig olur umarım. Tribünler hep dolu, biletler hep ucuz olur inşallah. Deplasman yasağının olmadığı, meşalenin kabul gördüğü bir sezon olmasını diliyorum.
Unutulmayan Anlar
Londra 2012 unutulmayacak sahneler yaşattı bize. Öncelikle açılış ve kapanış şovlar muhteşemdi. Meşalenin oluşturulma sahnesi mükemmeldi. Benim açımdan tek sorun meşalenin yanış şekli. Fakat Britanya'lı yetkililer spordaki geleceklerine dikkat çekmek için böyle bir yol izliyorlar ve genç sporculara meşaleyi yaktırıyorlar. Saygı duyuyoruz.
Bizim açımızdan da unutulmaz anlar vardı. Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut'un yarışı en unutulmaz andır benim için. Aslı Çakır'ın ailesine ait yarış sırasında çekilmiş fotografları herkes görmeli. Muhteşem.
Bronz madalya alan Rıza Kayaalp'in annesiyle yapılan röportajı mutlaka herkes izlemeli. Böyle doğallık, böyle bir güzellik yok. Gerçekten izlerken gözlerim doldu.
Kadın basketbol ve kadın voleybol takımlarımız Londra'da boy gösterdi. Onların maçlarını izlemek büyük zevkti. Onlar da unutulmazlar arasına girdi.
Hangimiz Neslihan Darnel'in açılışta bayrağımızı taşıdığı anı unutabiliriz ki?
Gelelim diğer unutulmazlara. Micheal Phelps olimpiyat tarihinin en çok madalya kazanan oyuncusu olarak kariyerini noktaladı. 18'i altın olmak üzere 22 olimpiyat madalyası var Phelps'in. Gerçekten muazzam bir kariyer.
Herkes Usain Bolt'un Londra'da zorlanacağını söylüyordu. Çünkü rakipleri gerçekten çok zorluydu. Bu sezon geçildiği yarışlara da çıkmıştı. Ama Bolt bu olimpiyatlarla birlikte adını efsaneler arasına yazdırdı ve gelmiş geçmiş en iyi splinter ünvanını hakettiğini gösterdi.
Londra 2012 yüzmede Çin yüzme tarihine damgasını vuracak bir sporcu kazandırdı: Ye Shiwen. 16 yaşındaki sporcu erkek sporcular kadar hızlı yüzebildiğini gösterdi. Tabi bu durum doping şüphelerini arttırdı ve hemen test yapıldı. Ama testlerden hiçbir şey çıkmadı. Yani dünya büyük bir sporcu daha kazandı.
Lui Xiang'ı izleyip duygulanmayan yoktur herhalde. 110 metre engelli dalında yarışan sporcu düşerek sakatlandı. Kenardan sekerek stadı terkederken önce bir durdu. Sonra yarışı tamamlama fikri geldi aklına. Tek ayağı üstünde sekere yarışı tamamladı. Bir engelden de atlayabilir miyim diye baksa da başaramadı. Bitiş çizgisine geldiğinde herkes onu alkışlıyordu. Unutulmaz bir andı.
Bir unutulmayacak isim de Felix Sanchez. 35 yaşındaki sporcu 2008 Pekin'de olimpiyatlar sırasında babaannesini kaybetmiş ve yarışlara tam konsantre olamamıştı üzüntüden. Londra'da ise babaannesi için yarışıyordu. Yarıştan sonra ise gözyaşlarını tutamadı. Babaannesinin fotografını çıkartıp herkese gösterdi.
Londra 2012 daha nice unutulmaz ana sahne oldu. Ama benim aklımda kalanlar bunlar. 2016'da görüşürüz.
Bizim açımızdan da unutulmaz anlar vardı. Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut'un yarışı en unutulmaz andır benim için. Aslı Çakır'ın ailesine ait yarış sırasında çekilmiş fotografları herkes görmeli. Muhteşem.
Bronz madalya alan Rıza Kayaalp'in annesiyle yapılan röportajı mutlaka herkes izlemeli. Böyle doğallık, böyle bir güzellik yok. Gerçekten izlerken gözlerim doldu.
Kadın basketbol ve kadın voleybol takımlarımız Londra'da boy gösterdi. Onların maçlarını izlemek büyük zevkti. Onlar da unutulmazlar arasına girdi.
Hangimiz Neslihan Darnel'in açılışta bayrağımızı taşıdığı anı unutabiliriz ki?
Gelelim diğer unutulmazlara. Micheal Phelps olimpiyat tarihinin en çok madalya kazanan oyuncusu olarak kariyerini noktaladı. 18'i altın olmak üzere 22 olimpiyat madalyası var Phelps'in. Gerçekten muazzam bir kariyer.
Herkes Usain Bolt'un Londra'da zorlanacağını söylüyordu. Çünkü rakipleri gerçekten çok zorluydu. Bu sezon geçildiği yarışlara da çıkmıştı. Ama Bolt bu olimpiyatlarla birlikte adını efsaneler arasına yazdırdı ve gelmiş geçmiş en iyi splinter ünvanını hakettiğini gösterdi.
Londra 2012 yüzmede Çin yüzme tarihine damgasını vuracak bir sporcu kazandırdı: Ye Shiwen. 16 yaşındaki sporcu erkek sporcular kadar hızlı yüzebildiğini gösterdi. Tabi bu durum doping şüphelerini arttırdı ve hemen test yapıldı. Ama testlerden hiçbir şey çıkmadı. Yani dünya büyük bir sporcu daha kazandı.
Lui Xiang'ı izleyip duygulanmayan yoktur herhalde. 110 metre engelli dalında yarışan sporcu düşerek sakatlandı. Kenardan sekerek stadı terkederken önce bir durdu. Sonra yarışı tamamlama fikri geldi aklına. Tek ayağı üstünde sekere yarışı tamamladı. Bir engelden de atlayabilir miyim diye baksa da başaramadı. Bitiş çizgisine geldiğinde herkes onu alkışlıyordu. Unutulmaz bir andı.
Bir unutulmayacak isim de Felix Sanchez. 35 yaşındaki sporcu 2008 Pekin'de olimpiyatlar sırasında babaannesini kaybetmiş ve yarışlara tam konsantre olamamıştı üzüntüden. Londra'da ise babaannesi için yarışıyordu. Yarıştan sonra ise gözyaşlarını tutamadı. Babaannesinin fotografını çıkartıp herkese gösterdi.
Londra 2012 daha nice unutulmaz ana sahne oldu. Ama benim aklımda kalanlar bunlar. 2016'da görüşürüz.
Londra 2012
Londra 2012 bitti ben şimdi yazmaya başlıyorum. Evet biraz geç kaldım ama anca fırsat bulabildim. İlk defa sosyal medyayla beraber süslenen bu olimpiyatların daha da ilgi çektiğini hepimiz gördük. Ayrıca olimpiyatların ne kadar büyük bir organizasyon olduğunu da. İyisiyle kötüsüyle gibi klasik bir cümle de kurmak istemiyorum. Çünkü bizim için pek iyi gibi değil sanki. Tekvando'yu ayrı tutuyoruz tabi.
Öncelikle Londra 2012'yi bizim açımızdan değerlendirelim. 114 sporcuyla tarihimizin en büyük kafilesi Londra'dayı. Kadın baskey ve voleybol takımlarımız da boy gösterdi Londra'da. Ana branş olan atletizmde de yine rekor katılım yaptım. Beklentiler elbette vardı. Tabi her zamanki gibi gözler güreş ve halterdeydi. Öncelikle halterde boy gösterdik. Ama ne yazıkki beklenen sonuçlar gelmedi. Dünya ve Avrupa şampiyonu sporcularımızın böyle sonuçlar almış olması herkesi şaşırtıyordu. Tabi aynı durum güreşde de vardı. 2 branş da hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Boks da benşm beklenti içinde olduğum bir daldı ama maalesef başarılı olmadık. Yüzmede fazla beklentimiz yoktu kabul. Ama Derya Büyükuncu'ya yapılanlar herkesi üzdü. Derya bir ışık yaktı ve beni izleyin dedi. Gerisi genç sporcularımıza ve federasyona kalmış bir iş. İlk kez badminton da bir sporcu ile katıldık olimpiyatlara. İlk turda rakibini yendiğinde hangimiz gururlanmadık ki? Ama daha yaşı çok genç. Elbette başarı gelecektir. Atletizmde daha iyi sonuçlar aldığını bildiğimiz sporcularımız da önceki günlerde yarışan diğer sporcularımızın izinden gittiler. Kafilemizin en ünlü isimlerinden Nevin Yanıt eleme serisinde hedefi olan Türkiye rekorunu kırdı ve 12:58 yaptı. Kendine koyduğu hedefi gerçekleştirse de olimpiyat 5.si oldu. Masa tenisindeki devşirme Çin'li sporcularımız da pek bir varlık gösteremediler. Melek ilk turda elenirken, Bora ise ikinci turda dünya klansmanının 1 numarasına denk gelince elenmek durumunda kaldı. Takım sporlarında ise tecrübesizliğimizin kurbanı olduk. Daha yukarı gidecek güçteydik elbette.
Londra 2012'de har şey kötü gitmedi elbette. İlk olarak güreş de Rıza Kayaalp bronz madalya alarak üzerimizdeki ölü toprağını attı. Daha sonra Servet Tazegül tekvando da altın madalya alarak bizi gururlandırdı. Uzun zamandır yenilgi yüzü görmeyen Servet'in soğukkanlı tavırları gerçekten ayrı bir güzeldi. Her maçında tv karşısına geçip daha kurallarını bilmediğimiz bir psoru izlemek ve sporcumuzu desteklemek ayrı bir keyifdi. Tekvando kadınlarda ise Nur Tatar gümüş madalya alarak bizi gururlandı. Atlezim'de kadınlar 10.000 metre finali gerçekten muhteşemdi. Yarışı anlatan spikerle beraber o anı yaşamak gerçekten paha biçilemezdi. Ben bu yarışta duble yapılacağına sonuna kadar inanıyordum. Öyle de oldu. Son metrelerde herkesin gözü Aslı Çakır Alptekin'deyken ben duble için arkadaki Gamze Bulut'a bakıyordum. Öyle de oldu. Müthiş yarışı Aslı Çakır Alptekin kazanırken, Gamze Bulut gümüş madalya aldı ve olimpiyat stadında ilk kez İstiklal Marşı'mız okundu.
Şimdi önümüzde 2016 Olimpiyatları var. Bundan daha başarılı olacağımıza olan inancım elbette sonsuz. Teşekkürler bize bu gururu yaşatan herkese.
Öncelikle Londra 2012'yi bizim açımızdan değerlendirelim. 114 sporcuyla tarihimizin en büyük kafilesi Londra'dayı. Kadın baskey ve voleybol takımlarımız da boy gösterdi Londra'da. Ana branş olan atletizmde de yine rekor katılım yaptım. Beklentiler elbette vardı. Tabi her zamanki gibi gözler güreş ve halterdeydi. Öncelikle halterde boy gösterdik. Ama ne yazıkki beklenen sonuçlar gelmedi. Dünya ve Avrupa şampiyonu sporcularımızın böyle sonuçlar almış olması herkesi şaşırtıyordu. Tabi aynı durum güreşde de vardı. 2 branş da hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Boks da benşm beklenti içinde olduğum bir daldı ama maalesef başarılı olmadık. Yüzmede fazla beklentimiz yoktu kabul. Ama Derya Büyükuncu'ya yapılanlar herkesi üzdü. Derya bir ışık yaktı ve beni izleyin dedi. Gerisi genç sporcularımıza ve federasyona kalmış bir iş. İlk kez badminton da bir sporcu ile katıldık olimpiyatlara. İlk turda rakibini yendiğinde hangimiz gururlanmadık ki? Ama daha yaşı çok genç. Elbette başarı gelecektir. Atletizmde daha iyi sonuçlar aldığını bildiğimiz sporcularımız da önceki günlerde yarışan diğer sporcularımızın izinden gittiler. Kafilemizin en ünlü isimlerinden Nevin Yanıt eleme serisinde hedefi olan Türkiye rekorunu kırdı ve 12:58 yaptı. Kendine koyduğu hedefi gerçekleştirse de olimpiyat 5.si oldu. Masa tenisindeki devşirme Çin'li sporcularımız da pek bir varlık gösteremediler. Melek ilk turda elenirken, Bora ise ikinci turda dünya klansmanının 1 numarasına denk gelince elenmek durumunda kaldı. Takım sporlarında ise tecrübesizliğimizin kurbanı olduk. Daha yukarı gidecek güçteydik elbette.
Londra 2012'de har şey kötü gitmedi elbette. İlk olarak güreş de Rıza Kayaalp bronz madalya alarak üzerimizdeki ölü toprağını attı. Daha sonra Servet Tazegül tekvando da altın madalya alarak bizi gururlandırdı. Uzun zamandır yenilgi yüzü görmeyen Servet'in soğukkanlı tavırları gerçekten ayrı bir güzeldi. Her maçında tv karşısına geçip daha kurallarını bilmediğimiz bir psoru izlemek ve sporcumuzu desteklemek ayrı bir keyifdi. Tekvando kadınlarda ise Nur Tatar gümüş madalya alarak bizi gururlandı. Atlezim'de kadınlar 10.000 metre finali gerçekten muhteşemdi. Yarışı anlatan spikerle beraber o anı yaşamak gerçekten paha biçilemezdi. Ben bu yarışta duble yapılacağına sonuna kadar inanıyordum. Öyle de oldu. Son metrelerde herkesin gözü Aslı Çakır Alptekin'deyken ben duble için arkadaki Gamze Bulut'a bakıyordum. Öyle de oldu. Müthiş yarışı Aslı Çakır Alptekin kazanırken, Gamze Bulut gümüş madalya aldı ve olimpiyat stadında ilk kez İstiklal Marşı'mız okundu.
Şimdi önümüzde 2016 Olimpiyatları var. Bundan daha başarılı olacağımıza olan inancım elbette sonsuz. Teşekkürler bize bu gururu yaşatan herkese.
2 Ağustos 2012 Perşembe
Derya Büyükuncu
Tükiye'nin 2020 Olimpiyatlarını yapamıyacağını daha önce söylemiştim. Bunu, yapılamıyacağından değil, yapamıyacağımızdan söylemiştim. Nedenine birazcık değinecem. Daha sonra daha kapsamlı bir yazı yazmak istiyorum.
Derya Büyükuncu 3 tarafı denizlerle çevrili ülkeden çıkmış bir yüzücü. Bu ülkenin çıkarttığı en başarılı yüzücü. Öyle ki 1992 Barcelona'dan beri olimpiyatlara katılmayı başarmış ülkemizin efsane diyebileceği bir sporcu. Londra 2012'de de son kez Olimpiyat deneyimini tatmak için oradaydı Derya Büyükuncu. Fakat kendi serisinden birinci olmasına rağmen genel klansmanda 33'ü olarak elendi. Hayatında suya girmemiş adamlar Derya Büyükuncu'ya laf eder oldu. Başarısızlığın eleştirilmesinden bahsetmiyorum. Ne yazıkki olaya bakış açımız çok yanlış. Derya oraya madalya için gitmedi de. Her şeyimiz çok iyiydi bir tek yüzme kalmıştı evet. Olimpiyat ruhu olmayan bir ülkede Olimpiyatların düzenlenmesi fikri bana komik geliyor. Kimse ona bu güne kadar kaç sporcu 6 Olimpiyat görmüş diye sordu mu? Kimse ona Olimpiyatlara katılmana yardımcı olan kişileri sordu mu? Kim destek vermiş ona? Yoksa kendi çabalarıyla mı gitmiş? Türkiye'de antreman yapılabilecek kaç havuz var? Allah aşkına Türkiye standartlarını bilmeden böyle konuşanlar bir susabilir mi?
Spordaki altyapımız çok kötü. Futbol odaklı bu ülkede futbol takımımız bile şampiyonlara gidemiyor doğru dürüst. Kaç tane futbolcu çıkartmışız acaba? Bizim bu zihmiyetle olimpiyatları düzenlememiz çok zor. Yoksa tesis yapmak, olimpiyat köyü yapmak kolay. Parayla yapılıuyor. Ama parayla sporcu yetişmiyor. Spora olan bu bakış açısı değişmeli artık. Önümüzü aydınlık görüyorum ama 2020'den uzak bir tarih bu.
Önemli olan Derya'nın orada bulunmasıydı. Diğer sporcularımıza yol gösteren kişi olarak orada olması istenirse oralarda yüzülebileceğini gösterdi herkese. Umarım iyi bir örnek olmuştur Derya Büyükuncu. Teşekkürler bizi orada en iyi şekilde temsil ettiği için.
Derya Büyükuncu 3 tarafı denizlerle çevrili ülkeden çıkmış bir yüzücü. Bu ülkenin çıkarttığı en başarılı yüzücü. Öyle ki 1992 Barcelona'dan beri olimpiyatlara katılmayı başarmış ülkemizin efsane diyebileceği bir sporcu. Londra 2012'de de son kez Olimpiyat deneyimini tatmak için oradaydı Derya Büyükuncu. Fakat kendi serisinden birinci olmasına rağmen genel klansmanda 33'ü olarak elendi. Hayatında suya girmemiş adamlar Derya Büyükuncu'ya laf eder oldu. Başarısızlığın eleştirilmesinden bahsetmiyorum. Ne yazıkki olaya bakış açımız çok yanlış. Derya oraya madalya için gitmedi de. Her şeyimiz çok iyiydi bir tek yüzme kalmıştı evet. Olimpiyat ruhu olmayan bir ülkede Olimpiyatların düzenlenmesi fikri bana komik geliyor. Kimse ona bu güne kadar kaç sporcu 6 Olimpiyat görmüş diye sordu mu? Kimse ona Olimpiyatlara katılmana yardımcı olan kişileri sordu mu? Kim destek vermiş ona? Yoksa kendi çabalarıyla mı gitmiş? Türkiye'de antreman yapılabilecek kaç havuz var? Allah aşkına Türkiye standartlarını bilmeden böyle konuşanlar bir susabilir mi?
Spordaki altyapımız çok kötü. Futbol odaklı bu ülkede futbol takımımız bile şampiyonlara gidemiyor doğru dürüst. Kaç tane futbolcu çıkartmışız acaba? Bizim bu zihmiyetle olimpiyatları düzenlememiz çok zor. Yoksa tesis yapmak, olimpiyat köyü yapmak kolay. Parayla yapılıuyor. Ama parayla sporcu yetişmiyor. Spora olan bu bakış açısı değişmeli artık. Önümüzü aydınlık görüyorum ama 2020'den uzak bir tarih bu.
Önemli olan Derya'nın orada bulunmasıydı. Diğer sporcularımıza yol gösteren kişi olarak orada olması istenirse oralarda yüzülebileceğini gösterdi herkese. Umarım iyi bir örnek olmuştur Derya Büyükuncu. Teşekkürler bizi orada en iyi şekilde temsil ettiği için.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)