Sürekli Yeşilçam filmleri yayınlayan uydu kanallarından birinde Namuslu filmine denk geldim. Kendilerini çok sevmekle birlikte Şener Şen de benim en sevdiğim Türk oyuncudur. Göndermeleri öne çıkan, alt metni kuvvetli ve insanımızın içinden gelen, insanımızı anlatan filmleri çok severim. İşte Namuslu böyle bir film.
Hayattaki tek övünç kaynağı namuslu yaşamak olan bir insanı konu alıyor film. Namuslu yaşamanın namussuz yaşamaktan daha zor olduğu bir dünyada tabi. Ama bir gün banka adına taşıdığı paraları çaldırıyor. Fakat kimselere inandıramıyor. Namussuz damgası yiyor tabi haliyle ama herkesin böyle olduğu bir dünyada kimseler bunu yargılamıyor ve kendilerine pay aramaya başlıyor. Pencereden bağıra bağıra "ben hırsız değilim" dese de kimseler inanmıyor buna.
Günümüzde de peki bu durum böyle değil midir? Namuslu filmini izleyip "aynı şu olay gibi" demediniz mi hiç? Hırsızlık olayından sonra ayakta alkışlanması, terfi ettirilmesi, sürekli cebine para sıkıştırılması, huysuz ev sahibinin evini vermesi, televizyon verilmesi, yiyecek verilmesi ve dahası. Bunların hiçbiri o istedi diye olmadı. Bu hırsızlıktan pay çıkartmak isteyen insanlar olduğu için oldu. normalde yüzüne bile bakılmayan adam, sırf hırsızlık yaptığı(ki aslında yapmadı) için kral ilan edildi. Hiçbir şeyden memnun olmayan karısı onun yüzüne gülmeye başladı.
Bu hayatta namuslu olmak namussuz olmaktan daha zor maalesef.
"Meğer namusluymuş namussuz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder