Netflix'in yeni dizisi Stranger Things'in hakkında çeşitli yerlerde olumlu şeyler okuyunca açıp bir izlemek istedim. Benim beğene bileceğim bir tarza sahip olduğu söyleniyordu çünkü. Dizinin ilk sezonu aynı anda yayınlanmış olup toplamda da 8 bölümden oluşmakta. İkinci sezonunun yayınlanıp yayınlanmayacağı dedikoduları dolaşıyor ortalıkta ama umarım yayınlanır. Çünkü ben diziyi fazlasıyla sevdim.
80'lerde geçen bir hikaye Stranger Things. 4 kişilik bir arkadaş grubundan olan Will bir gece esrarengiz bir biçimde kaybolur. Diğer arkadaşları, ailesi ve polis onu her yerde ararken bu çocuklar kolunda B11 dövmesi olan kendi yaşlarında bir kız çocuğu bulur. Kızın mistik güçleri vardır ve neler yapabildiğini zamanla keşfederler. Bir yandan bunlar olurken, bir yandan da o güne kadar doğru düzgün hiçbir olay olmayan kasabada başka kayıp vakaları ve başka ilginç olaylar da meydana gelir. Kasabanın şerifi ise bu olayların ilginçliğini keşfedip olaylara daha da derinlemesine inmeye başlayacaktır.
Dizi 80'lerin Amerika'sında küçük bir kasabada geçmekte. O kasabadaki çocuklar bugün bizlerin de hayran olduğu şeyleri sevmekte. Dizide beni en çok çeken şey bu oldu işte. Star Wars göndermeleri, çizgi roman göndermeleri, Rambo göndermeleri ve farkına vardığım ya da varmadığım bir çok göndermek o kadar güzel yerleştirilmiş ki dizinin içinde, geçekten çok beğendim. Ayrıca dizide yer alan müzikler ve dizinin kendi intro müziği de harika gerçekten. Çocuk oyuncular ise çok iyi. Özellikle Dustin karakterini oynayan çocuğu çok sevdim.
Dizide hafiften Kyle Xy tadı aldım. Tabi bu ondan çok daha iyi. Bilimsel deneyler kısmı ise Fringe tadı veriyordu. Tabi dizinin genel havası ise sizi bir Steven Spielberg filmi izliyormuş havasına da sokuyor.
Özetle ben diziyi sevdim ve ikinci sezonu izleyip gerisinde neler olacağını görmek istiyorum. Umarım ikinci sezon çekilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder