8 Ekim 2016 Cumartesi

Go Go Power Rangers

   Çocukluğumun en büyük kahramanlarından olan Power Rangers'ların yeni filmi çekilecek olamasının mutluluğunu uzun süredir yaşıyordum. Ve uzun zamandır beklenen oldu ve ilk fragman geldi filmden. Şimdilik beklentilerin altında bir fragman olsa da daha iyisinin geleceğini umut ediyorum. Baştan diyeyim zaten filmle ilgili fazla bir beklentim yok zaten. Ama hostalji damarımı yeterince okşarsa benden tam puan alır film.

   Gelelim bunu yazma nedenime. Bu yazıyı aslında Go Go Power Rangers şarkısını paylaşmak iin yazıyorum. Yıllardır "Doktor Power Rangers" diye söylediğim şarkıyı. Nostalji her zaman iyidir.


13 Eylül 2016 Salı

Taçsız Kral


 Taçsız Kral Metin Oktay'ın ölüm yıl dönümü sebebiyle Taçsız Kral filmini izledim. Filmi elbette farklı bir gözle izledim. Filmin en önemli yanı ise Metin Oktay'ın günümüze ulaşan görüntülerinin çoğunun bu film kaynaklı oluşu. Yani Taçsız Kral filmi bizim için çok güzel bir iş yapıyor. Bunun yanında Coşkun Özarı, Gündüz Kılıç, Karıncaezmez Şevki gibi isimleri de bu film sayesinde daha da ölümsüz kılmışlar. Taçsız Kral'ı izlemek için pek çok sebebiniz var. Böyle bir gün için en ideal seçim elbette ki bu filmdir.

5 Eylül 2016 Pazartesi

Kocaelispor - Tekirdağspor ve Passoligsiz Tribün

   Uzun zamandır bir futbol maçına gitmiyordum. Bunun sebebi passolig ve beraberinde getirdiği olumsuzluklar. Benim için futbola anlam katan her şey bu sistemle anlamını yitirmiş oluyor ve bu sebeple de maçlara gitmeme kararı almıştım kişisel olarak. Tabi passoligin olmadığı maçlar bizi beklerdi. En son gittiğim maç da zaten bir amatör lig maçıydı. Arkadaşım Kocaelispor maçı için bizi oraya davet edince sevindim tabi. Maça gitmeyi çok özlemiştim. Bir de bir bilet koleksiyoneri olarak maç için hatıra bileti çıkarılacağını duyunca baya bir heyecanlandım bilet için.
   Bakmayın biletin üzerinde 25 bin yazdığına. İsmetpaşa Stadyumu'nun kapasitesi 17 bin kişi. Yani Kocaeli yönetiminin ve halkının takıma bakış açısıdır bu. Gayet de güzeldir. Sezon öncesi satılan kombinelerin maç içinde de geçmiyor oluşu biraz garip olsa da maddi olarak fazlasıyla kötü bir durumda olan kulüp için önemli detaylar bunlar.

   Maç günü daha İstanbul'da Kocaelispor atkılı birini görmemizle maç heyecanı başladı zaten bizim için. Şehirde ise her tarafta maça gitmek için hazırlık yapan birilerini görmeniz mümkündü. Şehir takımı olmak böyle bir şey işte. Stadın çevresi ise köfteciler, seyyar satıcılar, meşale kokularıyla kaplıydı.
    Bilet bulamadığımız için maçı kapalı kale arkasından takip etmek zorunda kaldık. Bayraklar, atkılar, pankartlar falan her şey hazırdı ve sezonun ilk karşılaşması başladı. Stadın kapasitesinin üzerinde seyirci aldığı her yerden belliydi. Taraftarın ise reaksiyonları, hareketleri falan gayet kendine özgü bir tutumları vardı. Maça gelirsek Kocaelispor maç içinde daha baskın olan taraf olmasına rağmen golü bulamadı ve maç 0-0 bitti. Maçın ve günün en kötü durumu buydu işte. Bir gol yaşamak isterdim.

   Son olarak passloligin öldürmediği tribün kültürünün olduğu bir maçta olmak benim için fazlasıyla güzeldi. Tribünler bizimdir, tribünler hayattır.

29 Ağustos 2016 Pazartesi

David Fincher TOP 5

   Dün  en sevdiğim yönetmenlerden olan David Fincher'in doğum günüydü. Bu vesileyle kendisine ait top 5 listemi paylaşman istedim.


1- Fight Club


2- Se7en


3- Zodiac


4- Gone Girl


5- The Curious Case of Benjamin Button

23 Ağustos 2016 Salı

Stranger Things ve 80'ler

   Netflix'in yeni dizisi Stranger Things'in hakkında çeşitli yerlerde olumlu şeyler okuyunca açıp bir izlemek istedim. Benim beğene bileceğim bir tarza sahip olduğu söyleniyordu çünkü. Dizinin ilk sezonu aynı anda yayınlanmış olup toplamda da 8 bölümden oluşmakta. İkinci sezonunun yayınlanıp yayınlanmayacağı dedikoduları dolaşıyor ortalıkta ama umarım yayınlanır. Çünkü ben diziyi fazlasıyla sevdim.

   80'lerde geçen bir hikaye Stranger Things. 4 kişilik bir arkadaş grubundan olan Will bir gece esrarengiz bir biçimde kaybolur. Diğer arkadaşları, ailesi ve polis onu her yerde ararken bu çocuklar kolunda B11 dövmesi olan kendi yaşlarında bir kız çocuğu bulur. Kızın mistik güçleri vardır ve neler yapabildiğini zamanla keşfederler. Bir yandan bunlar olurken, bir yandan da o güne kadar doğru düzgün hiçbir olay olmayan kasabada başka kayıp vakaları ve başka ilginç olaylar da meydana gelir. Kasabanın şerifi ise bu olayların ilginçliğini keşfedip olaylara daha da derinlemesine inmeye başlayacaktır.

   Dizi 80'lerin Amerika'sında küçük bir kasabada geçmekte. O kasabadaki çocuklar bugün bizlerin de hayran olduğu şeyleri sevmekte. Dizide beni en çok çeken şey bu oldu işte. Star Wars göndermeleri, çizgi roman göndermeleri, Rambo göndermeleri ve farkına vardığım ya da varmadığım bir çok göndermek o kadar güzel yerleştirilmiş ki dizinin içinde, geçekten çok beğendim. Ayrıca dizide yer alan müzikler ve dizinin kendi intro müziği de harika gerçekten. Çocuk oyuncular ise çok iyi. Özellikle Dustin karakterini oynayan çocuğu çok sevdim.


   Dizide hafiften Kyle Xy tadı aldım. Tabi bu ondan çok daha iyi. Bilimsel deneyler kısmı ise Fringe tadı veriyordu. Tabi dizinin genel havası ise sizi bir Steven Spielberg filmi izliyormuş havasına da sokuyor.

  Özetle ben diziyi sevdim ve ikinci sezonu izleyip gerisinde neler olacağını görmek istiyorum. Umarım ikinci sezon çekilir.

11 Ağustos 2016 Perşembe

Batman: Öldüren Şaka - Batman: The Killing Joke

   Taksim'de bir sahafta denk geldiğim Batman: Öldüren Şaka'ya hemen sahip olmak istedim. Zira kapağındaki muhteşem Joker gülümsemesi, sol üsteki Tim Burton referansı ve büyük harflerle yazan Alan Moore ismi bu çizgi romanı satın almak için fazlasıyla yeterli sebeplerdi. Zaten bu hikayenin ne kdar iyi olduğuna ilişkin bazı şeyler zaten okumuştum internette.

   Kitap özetle Joker karakterinin orijin hikayesine değinmekte. Joker'in geçmişi ve bugünü arasında bir köprü pozisyonunda. Çizimleri, karakter analizleri ve özellikle de diyaloglarıyla müthiş bir iş gerçekten. Özellikle de Joker'in bir çok yerde söylediği sözler bir kenara not almalık cinsten. Doğru mudur bilmem ama Nolan, The Dark Knight'ta Joker karakteri için bu hikayedeki karakteri referans aldı diye okumuştum bir yerden. Ki bunu okuyunca da bu bilginin doğru olduğuna inanıyor hemen insan.

   Batman: Öldüren Şaka Türkiye'de JBC Yayınları tarafından çıkmış ve hala satışı yapılan bir çizgi roman. Bende ise Mayıs 2016 tarihli ikinci baskısı mevcut. Eğer bu çizgi romanı edinip okursanız asla pişman olmazsınız. İyi okumalar.