Galatasaray, takım ve taraftar olarak bu maça o kadar inanır bir şekilde çıkmış ki, bunu maçın her saniyesinde hissedebilirsiniz. Maça gitmek için İpekçi'ye gittiğimizde daha kapıların açılmadığını gördüm. Ama kapıların önünde onlarca kişi sıra olmuş bekliyordu. Maçın bir anında bile kaybedeceğimizi düşünmedim. Aynı hisleri geçen sezon Fenerbahçe Ülker ile oynadığımız final serisi 3. maçında da yaşamıştım. Maç uzatmaya gitmişti orada da ve kazanan yine Galatasaray olmuştu. Belki de yazının başlığı inancın zaferi olmalıydı, çünkü tam bu cümleyi karşılayacak bir maç oldu.
Maçta Galatasaray'ın 14 sayıya kadar farkı açtığı oldu. Yer yer düşüşler yaşamamız, farkın kapanmasına sebep oldu. Yine kaçan smaçlar can yaktı. Shumpert'ın maç başında sakatlığı bizi olumsuz etkiledi. Tutku'nun yokluğu hala çok hissediliyor. Tutku, Andric'in perfrmansını da yukarı çeken bir oyuncu. Bunlar bizim adımıza olumsuzluklar diyebiliriz. Ama maç içindeki artılarımız bunlardan çok çok daha fazla.
Savovic, ilk maçı olmasına rağmen gayet iyiydi. Blok ve ribaund açısından bize çok katkı vereceğini düşünüyorum. Cevher Özer ondan beklediğimiz şeyleri yaptı. Oyunun tıkandığı bir noktada attığı üçlük ise herkesi ayağa kaldırmaya yetti. Ender Arslan ve Göksenin verilen görevleri en iyi şekilde yapsa da, Tutku'nun bu takım için çok önemli bir oyuncu olduğu da bir gerçek.
Maçın asıl kahramanlarına gelelim. Maçın en büyük yıldızı hiç kuşkusuz Gordon. Gondon maçın önemli noktalarında sorumluluk alıp, ondan beklediğimizden de fazlasını verdi maçta. Hani spiker de gol gibi bir basket diye bağırdı ya onun turnikesinde. Aynen öyle işte. Bize maçı getiren en önemli isimdir kendisi. Jaka Lakovic o kadar iyi oynadı ki, 1/8 üçlük atmış olması kimsenin gözüne batmadı. Gonron gibi kritik yerlerde attığı sayılar, zor görevlerin üstesinden gelmesi, onun bu maçın yıldızlarından birisi olmasını sağladı. Hele ki maçın normal süresinin son anlarında 0 hatayla oynaması her şeyinde ötesindeydi. Herkes hata yapar ama O, orada hata yapsa maç elimizden giderdi. Son saniyelerde top hep Lakovic'e gitti. O'na faul yapıldı ve o da bunları sayıya çevirmesini bildi. Dediğim gibi bir tane kaçırsa maçı kaybederdik. Teşekkürler Lakovic.
Oktay Mahmuti. Bu adam için ne desek az. Gerçek bir aslan yürekli. Bun başarının en büyük mimarı. Galatasaray basketbolunun üstünde bir adam. Gerçek bir kahraman. Duruşuyla bizlere mutluluk veriyor. Efes yenilgisi onrasında 22 yıllık antranörlük kariyerinde, son 2 yılda gerçek taraftarın ne olduğunu öğrendiğini söylemişti. Takımın düştüğünde taraftarın kaldırdığını, ayaktayken taraftarın ittiğini... Olympiakos maçı sonrasında ise spikerin "Taraftara teşekkür etmek ister misiniz?" sorusuna, "Teşekkür yabancıya edilir. Biz bir aileyiz. Beraber bu yola çıktık." şeklindeki cevabı tüm taraftarların gönlünde taht kurmuş olan bu adamı göklere kadar çıkarttı.
Taraftara ise bu maçta ayrı bir parantez açmak lazım. Açıkcası gittiğim en iyi basket maçıydı. En iyi tribünü yaptık. Görsel olarak izleyenlere çok bir anlar yaşattığımıza inanıyorum. İlk defa bir basket maçında sesim kısıldı. Bayrak sallamaktan kolum 1-2 gün ağrıdı durdu. Ama deydi. Türkiye'deki en iyi basket taraftarı olduğumuz da bir gerçek. (Basketbol seyircisi-futbol taraftarı ayrımına kesinlikle tarşıyım tabi.) Taraftarın eksik kaldığı 1-2 nokta var hala, yok değil. Ama bunlar o mükemmel görüntünün gerisinde kalan durumlar. Seçilen besketelr çok çok yerindeydi. Mesela oyuncu isimleri okunduktan sonra "Bizler inandık sizde inanın" gerilmesi, Olymiakos'un son saniyede gelen imkansız içlüğünden sonra girilen "Canım feda olsun sana" tam yerine oturan besketlerdi. O son saniyede gelen üçlükten sonra takım moral olarak dibe vurdu. O'nu yine, Oktay Mahmuti'nin dediği gibi, yerden kaldırıp arkasından itmek taraftara düşmüştü. Taraftar o kadar iyi ki, bunu gerçekten iyi bir şekilde başardı.
Şimdi herkes gibi Galatasaray'ın da gruptan çıkma şansı var. Önümüzdeki ilk maç Cska maçı. bizim için en önemli hedef maçı ise içerdeki Efes ve deplasmandaki Olympiakos maçları. Bu maçları gerçekten alabiliriz. Kesinlikle imkansız değil. Sadece takım son topa kadar oynasın, en az taraftar kadar maçı istesin. Teşekkürler Yenilmez Armada. Teşekkürler Oktay Mahmuti.
Resimler tamamı Galatasaray.org'dan. Diğer resimler için tıklayınız.