24 Ekim 2017 Salı

Asghar Farhadi TOP 5

1- Jodaeiye Nader Az Simin


2- Darbareye Elly


3- Forushande


4- Le Passe


5- Shah-re Ziba

10 Ekim 2017 Salı

Ayın Yönetmeni - Ingmar Bergman #Eylül

Her ay farklı bir ülkeden yönetmene yer verdiğim seride bu ay filmlerini izlediğim yönetmen, İsveçli Irgman Bergam oldu. Geride bıraktığımız eylül ayında baya yoğun bir tempoda olduğum için fazla film izleme şansım olmasa da 10 tane filmini izleyebildim. Şimdilik yeterli olsa da, daha sonra tekrardan yönetmenin filmlerine döneceğimden eminim.

Bergman, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi yönetmenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu düşüncenin kaynağına ulaşmak zor bir iş değil. Herhangi bir filmi dahi bir başyapıt edasıyla ön plana çıkan Bergman, bu unvanı boşa almadığını her seferinde tekrar tekrar gösteriyor. Filmlerinde hayata bakış açısını yansıtan Bergman, hemen hemen her yönetmen gibi aslında kendini anlatıyor filmlerinde. Papaz bir babanın oğlu olması gibi mesela. Filmlerindeki dine sık sık değiniyor oluşu da bu sebeple muhtemelen. Fakat genellikle Bergman'ın eleştirileri insanlara ve onların anlam yüklediği şeylere olmuştur.

Irgmar Bergman ablasıyla hiç anlaşamadığı ve hatta ondan nefret ettiğini söylemiş bir yerde. Bu da filmlerinde hissedilir bir durum oluyor haliyle. Birbiriyle anlaşamayan kardeş figürlerini filmleri içerisinde görmek mümkün. Tystnaden (Sessizlik) filminde birbirini sevmeyen iki kardeşin bir otelde kaldıkları esnada birbirlerine karşı gerçek hislerini haykırdıklarını izliyoruz. Yine bir kardeş ilişkisi de Sasom I En Spagel (Aynanın İçinden) filminde var. Bu iki filmde de tesadüftür ki, abla figürü hastadır.

1957 yılı biz Bergman severler için mükemmel bir yıl hiç kuşkusuz. Çünkü en iyi filmlerinden ikisi bu yılda çekilmiş. Bunlardan ilki Det Sjunde Inseglet (Yedinci Mühür). Yedinci Mühür Bergman denince akla gelen ilk film olarak akla kazınmış.Ölümle santranç oynandığı sahne, sinema tarihinin en ikonik sahnelerinden biridir hiç kuşkusuz. Aynı yıl içerisinde gelen bir diğer film ise Smultronstallet (Yaban Çiçekleri). Bu filmde de aynı şekilde ölüm teması işlenmiş. Geçmişe dönük yapılan hatalar sorgulanmış ve sonuçlarını bizlere göstermiştir.

Usta yönetmen elbette ki sürekli olarak aynı oyuncularla çalışmayı tercih etmiş. Özellikle de iki kişi ön plana çıkıyor burada. Bunlardan biri Max Von Sydow, diğeri ise Liv Ullmann. Bu isimler ayrı ayrı dünyanın en iyi yönetmen-oyuncu ikililerinden birini oluşturuyor muhtemelen. Sydow Yedinci Mühür ile, Ullmann ise Höstsonaten (Güz Sonatı) filmi ile benim hafızama kazındı bile.

Özetle Bergman hakkında söylenecek çok şey olsa da, onu anlamak için sadece filmlerini izlemenin yetmeyeceği, hakkında okumanın da gerektiğini düşünüyorum. Otobiyografisini ise en yakın zamanda okuyor olacağım.