23 Mart 2015 Pazartesi

Yalovadayız

  Her sene bir hevesle beklediğimiz Yalova deplasmanı geldi yine. Artık gelenek oldu ve gitmemek olmazdı. Yanımda kimse olmasa da, vapur saatlerinden dolayı saatlerce tek başıma gezmek zorunda olsam da gitmek zorundaydım buraya.
Yalova çok güzel bir şehir. Baharın geldiğini burada anladım. İstanbul'un soğuğundan çıkıp sıcacık Yalova'ya gitmek, o güzel sahilde gezip dolaşmak, denizi izlemek falan insana mutluluk veriyor. Kulaklığını takıp sahilde gezmek gibisi yok.




  Yalova deplasmanı herkes için özel bir yer. Marmara bölgesindeki herkes bu deplasmanı bekler durur. Yine birçok şehirden çok sağlam şekilde Yalova'ya akın etmiş herkes. Takımı orada yalnız bırakmak asla yakışmazdı bize. Her sene olduğu gibi Yalovalı(!) taraftarların bazı anlamsız hareketleri ortamı germiş olsa da, Galatasaray taraftarının en sevdiğim huylarından biri olan öyle herkesi kendisine muhattap almama huyu devreye giriyor ve sadece eğlencemize bakıyoruz biz. Tabi keşke her zaman bu şekilde davranılsa. Bazen bu olaydan biraz uzaklaşsak da çoğunlukla bu şekilde davranılır.

               

  Galatasaray tribünü beste çeşitliliği açısından çok zengin bir tribün. Fakat futbol maçlarında sürekli ve uzun süreli aynı bestelerin söyleniyor oluşu insanların bunu bilmesini engelliyor. Bizim taraftarımız bile bir sürü güzel besteyi bilmiyor bu yüzden. Fakat besteler tribünde öğrenilir, youtebe'da değil. İşte tam olarak yine böyle bir maç oldu. Beste çeşitliliği ile mükemmel bir tribün oldu. Bazı olaylar üzerine gösteriler zekice reaksiyonlar ve hepbir ağızdan söylenen güzel bestelerle birlikte Galatasaray tribününü yine güzelliğini yaptı bize. Bazı insanlar sadece tamamen dolu olacak maçların tribün açısından güzel geçeceğini varsayarak sadece o maçlara gitmek istiyorlar. Fakat bilmiyorlar ki taraftarın kenetlenerek yaptığı 50 kişilik tribünün hiçbir şeye değişilmeyeceğini.

                       

  Önümüzdeki seneyi de iple çekiyorum. Yeni salonun akustiği falan da mükemmel olmuş tabi. Seneye daha kalabalık ve daha güzel bir tribün bizi bekliyor.

"Da da da da da da da e e e e e e e"

9 Mart 2015 Pazartesi

Paranız Ödenir Hakkınız Ödenmez

  Futbol maçının moral bozukluğu ne kadar içimde olsa da bu başka bir olay tabi ki de. Takımın 6 kişiyle oynayacağını bilsek de, son maçların yenilgiyle dönüldüğünü bilsek de, paraların ödenmediğini bilsek de Galatasaray'a inanmaktan vazgeçmek bize asla yakışmazdı. Yine gittik İpekçi'ye yine sonuna kadar destek olduk takıma. Vazgeçmek asla ama asla bize yakışmazdı. Yenilebilirdik de ama vazgeçmek asla olmazdı. Galatasaray'ın olduğu bir maçta asla rakip takım favori olmaz dedi dimi ama?

  Mahmuti dönemi final serisi 3. maçında hissettiğim şeyleri bugün tekrardan yaşattı bu takım bana. Bu güzel duyguları tekrardan hissettim. Mahmuti'nin tezahüratlar sonrası arkasını dönüp her şey yolunda şeklinde bir el işareti yapmasını asla unutmam. İşte bugünü de asla böyle unutmayacağım. Bilet kuyruğumuza girmeniz, salonun 200 metre dışında taraftarın sesini duyup her şeyi unutmam, mağlubiyetin aklımın ucuna dahi gelmemesi, Ergin Ataman'ın salona girişi, oyuncuların inanılmaz özverileri ve muhteşem taraftar. Bu gece asla unutulmaz.

  Bütün oyucular için tek tek parantez açmak gerek ama Sinan Güler bugün sahaya öyle bir karakter koydu ki asla ama asla unutmaz onu bu taraftar. 40 dakika boyunca sakat sakat bu maçı aldıran oyuncuya yürekten teşekkürler. Bu takıma destek olmak boynumuzun borcudur. Bu yoldan dönen namerttir.

Galatasaray: 92
Fenerbahçe Ülker: 88

"PARANIZ ÖDENİR HAKKINIZ ÖDENMEZ"