9 Haziran 2012 Cumartesi

Sezonun Ardından: Kadın Basketbol

  Kadın basketbol takımımız sezona büyük hedeflerle girdi. Mücadele ettiği her dalda kupayı istedi. Tabi bu doğrultuda transferler yapıldı. Dünyaca ünlü yıldızlar geldi. WNBA takımı kuruldu başka bir deyişle. Dünyanın en iyi kadın basketbolcusu olarak gösterilen Diana Taurasi'nin takıma gelişi büyük bir olaydı. Taurasi, Tina Charles, Fowles, Prince, Bahar Çağlar, Şaziye İvegin, Işıl Alben, Alba Torrens ve diğer isimlele beraber çok önemli bir kadro kuruldu. Hedefler bu sefer çok büyüktü. Bu hedefler doğrultusunda hareket edilmeye çalışıldı.
  Sene başında Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda Fenerbahçe ile Ankara'da karşılaştık. Taraftarının büyük desteğiyle Galatasaray MP üstün oynadığı karşılaşmayı 78-85 kazandı. Sezonun ilk kupasını alırken her şey çok güzeldi. Türkiye Kupası'nda ise yine Fenerbahçe'ye karşı oynadığı maçta 72-76 galip gelen taraf oldu ve 9. kez Türkiye Kupası'nı havaya kaldırdı.
  Galatasaray MP için hedef daha çok Euroleague ve TKBL şampiyonluğuydu. Ligde yoluna devam ederken asıl olayın belirleyicisi olan maçlar olan Fenerbahçe maçlarının ikisini birden kaybetmek camiada üzüntüye yol açtı. Geçen seneden beri süregelen Ceyhun Yıldızoğlu protestoları iyice su yüzüne çıkmaya başladı. Ceyhun Yıldızoğlu takımı toparlama konusunda sıkıntılar yaşıyordu. Ceyhun Hocan'ın "Taurasi'ye ver o halleder" taktiği çok saçmaydı. Böyle bir taktikle Euroleague şampiyonluğu beklemek hayal olurdu zaten. Dünyadaki çoğu koç yıldız oyuncuları bir sisteme adapte edip o şekilde oyun oynarken, bizim yıldızlar üzerinden oyun oynamamız çok gereksizdi. Ki Taurasi'nin önemli maçlarda çok az dinleniyor olması onu da fizik olarak düşürüyordu elbette. Buraya tıklayarak hangi oyuncunun ne kadar süre aldığını görebilirsiniz.
  Taurasi sene içinde fazlasıyla zorlandı.  Başarısız olmamızın sebeplerinden biriydi elbette bu. Koçun oyuna etkisinin zayıf olması, takımın inançsız olması, inanmaya takıma taraftarın da inanmaması, yerli oyuncuların performansları, Euroleague için transfer edilen ama hiç katkı veremeyen yabancı transferler, yöneticilerin ilgisizliği... Bu maddeler uzar da gider.
  Yerli oyuncular sezon içinde çok eleştirildi. Özellikle takım kaptanı ve şubenin simgesi haline gelen Işıl Alben protestosu bile oldu. Olmaması gereken bir şeydi elbette. Rakibimiz Fenerbahçe yerli oyuncularla yabancı oyuncuları iyi bir şekilde oynatırken biz bu konuda zayıf kaldık. Yerlilerimizin kötü olmasının sebepleri olabilir. Bunlar benim şahsi görüşüm sadece. Ceyhun Hocan'ın oyunu yabancılar üzerinden oynaması yerlilerin zayıf yakması üzerinde büyük etkendir. Yer yer oyuncularımızın sorumluluk almaktan kaçındığını da görmüşlüğümüz var elbette. Üzerlerinde çok büyük bir baskı var ve oyuna konsantre olmakta da zorluk çekiyorlar. Yoksa tek tek ele aldığımıza yerli oyuncularımız gerçekten çok iyi. Ama takım içinde bu sezon görünmez oldular bir şekide. İstisnai maçları saymazsak elbette.
  Büyük hayallerle ve büyük bütçeyle kurulan takımımız, bizi hayal kırklığına uğrattı. Bir daha bu kadar kaliteli bir kadroyu Galatasaray'da görür müyüz bilmem ama umarım gelecek sezon Galatasaray'ımız için her şey iyi olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder